Web 3.0 Nedir? Monarşiden Demokrasiye Giden Yol!

Web 3.0 Nedir?

İnternet ortaya çıktığı ilk günden itibaren büyük bir değişim içerisinde. Ancak çoğumuz bu değişim serüvenine kendimizi kaptırıp arkasındaki teknolojik gelişmelerin farkına varamıyoruz. Örneğin hepimiz en az bir kez dahi olsa internetten alışveriş yapmışızdır. Ancak yaptığımız bu alışverişlerde sanal cüzdanların, online dijital ödemelerin ve daha fazlasının nasıl ortaya çıktığıyla ilgilenmemişizdir. Ancak hızla kullanmaya ve tüketmeye devam ediyoruz. Biz tüketmeye devam ederken de internet değişmeye ve evrilmeye devam ediyor. Peki şu an ne durumdayız?

İnternetin mucidi olan Tim Berners Lee, 1989’da internetin birbirine linklerle bağlanan bilgilerden oluşacağını ve evindeki bilgisayarından internet sayesinde tüm dünyaya bağlanılabileceğini söylediğinde; herkes bunun çok iddialı olduğunu söyleyip onu ciddiye almamıştı. Çünkü insanoğlu bilmediğini reddetmeye alışkındır. Bilenlerin ise reddetmek için gerekli sebepleri vardır. (Burada ne demek istediğimi yazının geri kalanını okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.)

Web 3.0 Nedir?

Web 3.0 Gelişim Süreci:

Bilindiği gibi ‘World Wide Web‘, yalnızca bir dizi bilgi içeren ve etkileşimli içeriği olmayan statik bir web sitesiydi. İnternete bakan kişiler genelde bu sınırlı sayıdaki statik sayfaları sadece tüketiyordu. Kısacası kullanıcılar pasifti.

Bunun arkasından Web 2.0 geldi. Web artık sadece gözlem yapmakla ilgili değil; katılmakla da ilgiliydi. Küresel bilgi paylaşımı ‘Sosyal Medya’ çağını doğurdu. YouTube, Wikipedia veya Twitter, sesi olmayanlara ses verdi ve benzer düşünceye sahip toplulukların gelişmesine yol açtı. Statik web siteleri yerlerini dinamik olanlara bıraktı. Bunların yanına cep telefonları da eklendi. Bu heyecanlandırıcı değişimler elbette güzel ancak eksik olan neydi?

Web 3.0’a Geçiş:

BM, tahmini olarak internet kullanıcılarının 2000-2015 yılları arasında 738 milyondan 3,2 milyara yükseldiğini belirtiyor. Bu, ortalıkta dolaşan akıl almaz miktarda veri demektir. Ve büyük dijital şirketleri de zamanla kişisel bilgilerin son derece değerli varlıklar olduğunu fark etmeye başladı. Böylece Amazon, YouTube ve Twitter’ın en büyük emanetçileri olduğu merkezi sunucularda; toplu veriler depolanmaya başlandı. İnsanlar bu hizmetlerin rahatlığı için güvenliklerini feda ettiler; bilseler de bilmeseler de kimlikleri, alışkanlıkları, aramaları ve online alışveriş bilgileri en yüksek fiyatı verene satıldı.

Kısacası Google, Twitter, Facebook, YouTube, LinkedIn gibi aklınıza gelen tüm markalar, Web 2.0 sayesinde gelişti. Web 2.0 bu şekilde ilerlerken değişimi şart görenler oldu. Bir devrim gerekliydi. Örneğin internetin kurucusu Tim Berners Lee dahi Web 3.0’ ı uzun zamandır bekliyordu. Ancak bu geçiş bir türlü gerçekleşmedi. Bunun nedenleri uzun uzadıya anlatılabilse de çok temel bir unsur var: Merkeziyetçilik.

Bugün Instagram veya Whatsapp çöktüğünde o merkezlerin düzelmesini beklemiyor muyuz? Hareket etmek için bu şirketlere bağlı kaldığımızı hissetmiyor muyuz? İşte bu büyük şirketler Web 3.0’ı ne kadar istiyor? Çünkü otoritenin olduğu yerde izinsiz gelişmeler hoş karşılanmaz. Ancak tüm bu engellere rağmen gelmekte olan gelecek mi, göreceğiz.

Ayrıca Web 3.0 teknolojisi ile; birçok mesleğin yok olacağını söyleyebiliriz bu sebeple, yeni teknolojiye karşı olanlar listesine bu yok olmaya mahkum meslek gruplarını da ekleyebiliriz. Ancak unutulmamalıdır ki; bu yeni teknoloji ile birçok yeni meslek grubu da ortaya çıkacak. Sahi tüm canlıların hayatta kalabilmesi adaptasyon yeteneğine bağlı değil midir?

Web 3.0 Gelişim Serüveni

Bu şekilde internetin kısa serüveninden bahsettikten sonra internetin demokratikleştirilmesi olarak görülen Web 3.0’ı başlıklar altında inceleyelim.

Gizlilik yanlısı ve tekel karşıtı web:

Web 2.0 birçok güç yapısını demokratikleştirdiğini iddia ederek yeni fırsatlar yaratırken, ekonomik açıdan büyük ölçüde özelleştirildi ve tekelleştirildi. Bu büyük şirketler hâkim oldukları kamu altyapısı için özel ağlar oluşturdular. Web 3.0 ise bunun tam olarak antitezidir.

Merkezi bir kontrol noktası yok (Merkeziyetsizlik):

Aracılar denklemden çıkarılıyor, Ethereum gibi blok zincirler, kuralların kırılmaz olduğu ve verilerin tamamen şifrelendiği, güvenilir bir platform sağlıyor. Alphabet ve Apple artık kullanıcı verilerinin kontrolüne sahip olamayacak. Hiçbir hükümet veya kuruluş, siteleri ve hizmetleri öldürme yeteneğine sahip olmayacak ve hiçbir birey diğerlerinin kimliklerini kontrol edemeyecek. Elbette ki devlet yönetemeyeceği ve vergi alamayacağı hiçbir gelişimi sevmez. Kim bilir belki de Web 3.0 için olan gelişim bu sebeple bu kadar yavaş ilerliyordur.

Veri sahipliği:

Web 3.0 ile son kullanıcılar, verilerin tam kontrolünü yeniden kazanır ve şifreleme güvenliğine sahip olur. Bilgiler sadece izinli olarak paylaşılabilir. Şu anda Amazon gibi büyük şirketlerin yemek tercihleri, gelir, ilgi alanları, kredi kartı detayları ve daha fazlası hakkında bilgi depolayan sunucu fabrikaları var. Bu sadece hizmetlerini iyileştirmek için mi yoksa pazarlamacılar ve reklamcılar veriler için her yıl milyarlarca dolar ödedikleri için mi bilemiyoruz elbette.

Hack’lerde ve veri ihlallerinde önemli azalma:

Elbette ki hiçbir şey imkânsız değildir ancak gelmekte olan bu teknolojinin hacklenmesi çok zor gözüküyor. En azından şu anki durumumuzdan daha güvenilir olduğunu biliyoruz. Veriler merkezden dağıtılacağı için, bilgisayar korsanlarının tüm ağı kapatması gerekecek ve Vault7 gibi devlet destekli araçların modası da geçecek. Şu anda, internet şirketleri kullanıcı verilerini teslim etmeye veya tüm veri tabanının incelenmesine boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Bu veri ihlalleri yalnızca terörizm gibi büyük güvenlik tehditleri sebebiyle sınırlı değil elbette. Devletler verileri verme konusunda bu şirketleri zorluyor ve istediklerini de alıyorlar. Örnek olarak Coinbase gibi büyük bir şirketin verileri paylaşması için devlet eliyle nasıl zorlandığını anlatan haberi bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

Kesintisiz hizmet:

Web 3.0’da tek bir arıza noktası olmadığı için hizmet kesintisi minimum düzeyde olacaktır. Birden fazla yedekleme, sunucu arızasını veya ele geçirilmeyi önleyecektir. Bu hem sürdürülebilir ve kusursuza yakın hizmeti sağlayacak hem de güvenilirlik sorununu ortadan kaldıracak.

Blok zincirleri:

Herkes bir adres oluşturabilir ve ağ ile etkileşime girebilir. Kullanıcılar coğrafya, gelir, cinsiyet, yönelim veya diğer bir dizi sosyolojik ve demografik faktör nedeniyle engellenmeyecektir. Yani son derece eşitlikçidir. Servet ve diğer dijital varlıklar, dünyanın herhangi bir yerine hızlı ve verimli bir şekilde sınır ötesi transfer edilebilir.

Tüm bunlara ek olarak, Web 3.0 şeffaf bir hizmet sağlıyor. Kulağa ütopik gelen bu müthiş yenilikler öğrendikçe ve geliştikçe bizleri heyecanlandırıyor. Bu teknolojinin olumlu birçok getirisi olacağından eminiz. Ancak; hep yaptığımız gibi bunu da tehlikeli hale dönüştürür müyüz? Veya ne zaman dönüştürürüz? Bunu bilmiyoruz elbette.

Sonuç olarak internet; tüm hızıyla devam ederken bugün tam olarak tanımlanamasa da yine yeni bir serüvenin içerisinde. Zaten serüven halinde olduğu için de tanımlamak oldukça güç. Çünkü durağan değil. Ancak son zamanlarda duyduğumuz yapay zeka ve blockchain konularıyla oldukça iç içe. İşte bu sebeplerle görmezden gelmemiz mümkün değil. Fikir olarak eşitlikçi, şeffaf ve güvenilir olmayı vadeden bu teknolojiyi anlatmak oldukça heyecan vericiydi. Bilgiyle kalın.

İlginizi Çekebilir: Blockchain Teknolojisi Nedir? – 101 Akademi

Kaynakça:

https://medium.com/@quantalysus/implications-of-web-3-0-b0aa4b185c6d

https://shiftdelete.net/internetin-gelecegi-web-3-0-nedir