E-Ticarette Hukuk İşleyişi

Hızla büyümeye devam eden e-ticaret sektöründe; e-ticarette hukuk işleyişi altyapısına dair önemin altı çizilmektedir. E-ticarette hukuk işleyişini anlamak için önce e-ticaretin ne olduğuna bakılmalıdır. Daha sonra ise e-ticarette hukuk işleyiş süreci incelenmelidir.

E- Ticaret Nedir?

Teknolojik gelişmelerle birlikte ticaret ve pazarlama yöntemleri değişmiştir. Elektronik iletişim kanalları ve bilgisayar teknolojilerinin kullanımıyla ticaretin elektronik şekli ortaya çıkmıştır. Alım – satım yolu ticarileşmiş ve internet ticaret adına en sık kullanılan mecralar arasına girmiştir.

Yukarıda belirtilenlerden hareketle elektronik ticaret iki şekilde sınıflandırılabilir. Bunlarda birincisi geleneksel yöntemlerle teslim edilebilen ürünlerin ticarete konu olduğu dolaylı ticarettir. İkincisiyse internet üzerinden siparişi verilebilen ve yine internet aracılığıyla teslim edilebilen ürünlerin olduğu dolaysız ticarettir.

Yukarıda bahsedilen sınıflandırmanın haricinde elektronik ticaret B2B (işletmeden işletmeye), B2C (işletmeden tüketiciye), C2B (tüketiciden işletmeye) ve C2C (tüketiciden tüketiciye) olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

Konya E-Ticaret Hukuku | Av.Latif Cem Baran Hukuk Bürosu
E-Ticarette Hukuk

E- Ticarette Hukuk İşleyişi

E-ticarette hukuk işleyişi içerisinde birçok temel hukuki soruyu barındıran girift bir alandır. Bu alanda ilişkiler doğrudan işletme ile tüketiciler veya işletme ile devlet arasında kurulmaktadır. Burada taraflar hukuk karşısında eşit durumda bulunmaktadır. Fikri mülkiyet haklarının durumu, haksız rekabet, elektronik imza, elektronik sözleşmeler, vergilendirme, gizlilik, gümrükleme, internet üzerinden yapılan ödemeler, ürün iadesi ve tüketicilerin korunması en önemli hukuki konulardandır.

Web Sitesi:

E-ticarette hukuki işleyişin en temel basamağı e-ticaret yapacak işletmenin bir web sitesi kurmasıdır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1524’ üncü maddesi uyarınca; denetime tabi olan sermaye şirketlerinin kuruluşlarının ticaret siciline tescil tarihinden itibaren 3 (üç) ay içerisinde bir internet sayfası açması ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemesi gerekmektedir. Burada en büyük sorunlardan biri kurulan web sitesinde alınan alan adının tescilli bir marka ile çakışması ve aşırı derecede benzemesi durumudur. Bu tescilli marka ve ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına hak ihlallerine sebep olabilecektir. Bu alan adıyla web sitesi oluşturmuş kişilerin haksız rekabette bulunarak marka haklarını ihlal etmesi olasıdır.

Yukarıda sayılmış olan sebepler ve ihtimaller uyarınca; alan adları hakkında uyuşmazlıklar ülkelerin iç hukukunda yer alan mevcut düzenlemelerle giderilmeye çalışılmıştır. Türk hukukunda marka gibi ayırt edici bir işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde ticari olarak kullanılması halinde bu işaretlerin kullanımı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun ilgili maddeleri uyarınca yasaklanabilecektir.

E-ticarette hukuk işleyişinde önemli yer tutan; markalar, eserler, buluşlar, endüstriyel tasarımlar, coğrafi işaretler, entegre devre topografyaları, ticaret unvanları ve işletme adları fikri mülkiyete konu unsurlar arasında yer almaktadır. Web sitesi içerisinde bağlantı yoluyla üçüncü bir kişinin markasının kullanımının sürdürülmesi tüketiciler tarafından karışıklığa sebep oluyor. Veya üçüncü kişinin markasının ününden haksız yararlanmaya yol açıyorsa bu hukuka aykırı olacaktır.

Bu hukuka aykırılığın önlenmesi adına Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri uyarınca; patent yoluyla o marka, buluş vb. ürünlerin hakları korunmaktadır. Patent devlet eliyle verilmekte olup buluş sahibinin izni alınmadan başka kişilerin bu buluşu üretmesini, kullanmasını veya ticaretini yapmasını alınan izin süresi boyunca engellemektedir. Türkiye’de alınan bir patent Türkiye sınırları içerisinde patent sahibine hak sağlayacaktır.

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun Getirdikleri | Berker  Berker Hukuk Bürosu
E-Ticarette Hukuk

E-Ticarette Haksız Rekabet 

E-ticaret gerçekleştirilirken bir başka önemli husus ise haksız rekabettir. Türk Ticaret Kanunu’nda haksız rekabeti düzenleyen hükümler elektronik ticaret konusunda da uygulama alanı bulacaktır. E-ticaret adı altında elektronik postalar yollanarak veya alan adları, ağ reklamları, ilişimler ve anahtar sözcükler üzerinden haksız kullanımlar gerçekleştirilebilir. Bunların en yaygın şekli istenmeyen e-postaların (spam) tüketicilere yollanmasıdır. Bu ve buna benzer ticari reklam ihtiva eden mesajlar sektördeki rakipler açısından haksız rekabetin zeminini oluşturacaktır.

E-ticarette kullanılan elektronik imza ticarette e-ticarette hukuk işleyişi bakımından önemli başka bir husustur. Elektronik İmza Kanunu’nun 4’üncü maddesi uyarınca güvenli elektronik imza;

1)      Münhasıran imza sahibine bağlı olan,

2)      Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulabilen,

3)      Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimlik tespitini sağlayan,

4)      İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığını tespit eden

elektronik imzadır.

Elektronik İmza:

Ticarette elektronik imza internet bankacılığı, sigortacılık, e-sipariş, elektronik sözleşme gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Elektronik imzayla imzalanan metin artık hukuken bağlayıcı olacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 205’inci maddesi hükmü uyarınca; usulüne göre güvenli elektronik ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmünde sayılacaktır. Buna göre ancak başka bir imzalı belgeyle kanıtlaması halinde karşı ispat uygulanabilecektir. Türk Borçlar Kanunu ilgili hükmü uyarınca; güvenli elektronik imza, el yazısı ile atılmış imzayla aynı derecede ispat gücünü taşımaktadır. Elektronik imza kullanmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarına başvurmalıdır.

Taraflar elektronik imzaların yanı sıra sözleşmeleri de elektronik olarak düzenleyebilmektedir. İnternet aracılığıyla kurulan bu sözleşmeler elektronik sözleşmeler olarak değerlendirilecektir. Web sayfası kullanılarak e-ticaret kapsamında yapılan sözleşmelerde satıcıya internet ortamında ödeme yapmak veya satıcının bu malı göndermesiyle elektronik sözleşme kurulacaktır. Elektronik sözleşmeler kurulması, şekil şartları, tarafların iradeleri konuları açısından Türk Borçlar Kanunu’na tabi olacaktır. Türk Borçlar Kanunu uyarınca elektronik sözleşme için bir şekil şartı bulunmamaktadır.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 48’inci maddesinde mesafeli sözleşmeler düzenlenmiştir. İlgili hüküm uyarınca satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak kurulmuş sistemle, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dahil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanıldığı sözleşmeler mesafeli sözleşmelerdir. Tüketicinin bir internet sitesi üzerinden ürün satın alması buna örnek gösterilebilecektir. Bu satın alma sürecinde tüketicinin internetten satın alacağı mal veya hizmet için ayrıntıların olduğu kısım ticarette karşılıklı güvenin sağlanması olarak bilinen e-güvenin bir yansıması olarak belirtilmeli ve tüketici tarafından yazılı olarak onaylanmalıdır.  Bu onay elektronik ortamda da verilebilecektir.

Cayma Hakkı:

Satıcı veya sağlayıcı satımın gerçekleşmesiyle siparişi daha önce belirttiği süre içerisinde yerine getirecektir. Bu süre içerisinde borcun ifa edilmemesi halinde tüketici mesafeli satış sözleşmesini feshedebilecektir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 48’inci maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca; tüketici, on dört gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahip olacaktır. Cayma hakkı sözleşme ile bağlanan tüketiciye gerekçe belirtmesine gerek kalmadan ve herhangi bir ceza koşuluna da tabi olmadan sözleşmeyi sonlandırma hakkı tanımaktadır.

Bu sözleşmeyle bağlılık ilkesine bir istisnadır. Tüketicinin kendisine on dört gün içerisinde cayabileceği hakkına dair bildirim yapılmadığı takdirde; cayma hakkının kullanılması süreye bağlı değildir. Ancak her halükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erecektir. Cayma hakkına dair bu bildirimin satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterli sayılacaktır.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kaynakça:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/402481

https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/64154/yokAcikBilim_10233706.pdf?sequence=-1&isAllowed=y

https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/murat.yavuz/133378/11.%20Hafta-Elektronik%20Ticaret%20ve%20%C4%B0lgili%20Hukuki%20D%C3%BCzenlemeler.pdf